Yönetici ile lider arasındaki farkları uzunca yazıp sizleri sıkmayacağım. Devleti; işçi, asker ve yönetici olarak üç sınıfta toplayan, yöneticiliğin adalet temelinde olduğunu vurgulayan MÖ 427 – MÖ 347 yıllarının filozofu Platon’ un kuramını da uzun uzun anlatmayacağım. Bunun yerine iş ve sosyal yaşamımızda üstlendiğimiz yöneticilik hakkında bildiğimiz ancak istikrarla aynı çizgide sürdüremediğimiz ipuçlarını hatırlatacağım.

·         Takım arkadaşımız tarafından bize aktarılan, iş yada sosyal yaşamındaki problem ile ben karşılaşsaydım ne yapardım diye soruyor muyuz?

·         Kurallara uyma konusunda takımımızla birlikte hareket ediyor muyuz?

·         İş yaşamında hemen hemen her gün farklı bir problem ile karşılaşıyoruz. Analitik düşünüp analiz yaparak elde ettiğimiz çözüm alternatifleri içerisinde optimum faydayı sağlayanı seçiyor muyuz?

·         Takımımızı; heyecanla hatasız üretmeye ve işi sahiplenmeye yönlendirecek şekilde davranıyor muyuz? 

·         Takımımızdaki her birey ile aynı görüşleri mi paylaşıyoruz? Paydaş olmadığımız takım üyesini yermek, kırmak, üzmek vb davranışlarda bulunuyor muyuz?

·         Konuşmalarımızın dikkatle takip edildiğinin farkındalığı ile tutamayacağımız sözler veriyor muyuz?

·         Emretmeden yönetmeyi başarabiliyor muyuz?

·         İş hakkındaki düşünce ve fikirlerimizi samimiyetle yalın ve karşı tarafın anlayabileceği şekilde anlatabiliyor muyuz?

·         Dikkatli, sorgulayıcı, ayrıntılara önem veren, zamanını iyi planlayan, titiz, sabırlı ve disiplinli miyiz?

·         İletişimi güçlü, esnek, dinleyebilen, problem çözen, strese dayanıklı, hoşgörülü, affedici miyiz?

·         Adil ve objektif miyiz? Takım üyelerine karşı eşit mesafede ve tarafsız mıyız?

·         Takım arkadaşlarımızı başarıları karşısında zaman geçirmeden takdir edip tüm takımın önünde onurlandırıyor muyuz?

·         Takımızı doğru motive edip rasyonel davranmaya ve optimum verimli çalışmaya kanalize edebiliyor muyuz?

·         Büyük resme bakarak firmanın yükselişine katkıda bulunursak bireysel gelişim ve ilerlememizin ancak gerçekleşebileceğini takım arkadaşlarımız ile sıklıkla paylaşıyor muyuz?

·         Takımın çalışmasını olumsuz yönde etkileyecek beklenmedik olay karşısında soğukkanlılığımızı koruyabiliyor muyuz?

·         Kendi hatalarımızı açık yüreklilikle takımımızla paylaşıyor muyuz?

·         Doğru olduğuna inandığımız bir konu yada süreci; yöneticimiz ya da takım arkadaşımıza karşı içtenlik ve rasyonel olarak savunuyor muyuz?

Yönetim hakkı hepimizin sahip olmayı istediği fakat gereklerini zaman zaman yerine getiremediğimiz bir ayrıcalık. Unutmamak gerekir ki; Yönetici olarak aldığımız her karar doğrusal olmayan bir kelebek etkisi yaratır. Karar verme sürecinde bağlantılı ya da rassal etkilerin devreye girmesi sonucu takımın bir üyesi için verdiğimiz ve basit gibi görünen bir karar önce tüm takımı sonra tüm işletmeyi etkiler.

Facebook'ta Paylaş Linkedin'de Paylaş Twitter'da Paylaş